Çağlar boyunca, güçlü zayıfı ezdi; kurnaz ve kalpsiz, aptal ve masum olanları tuzağa düşürdü ve köleleştirdi, ve insanlık tarihinde, hiçbir yerde, hiçbir Tanrı ezilenlerin yardımına koşmadı. - Robert Ingersoll

28 Haziran 2013 Cuma

kırık camlar projesi gençlik kolları 1. skecin senaryosu

bir anne vardı...
komşunun çocuğu gibi olmasını isterdi kendi çocuklarının da. komşunun çoçuğunun biri doktor, diğeri öğretmendi yani ikisi de devlet kapısında çalışıyordu.
 kendi çocukları da öyle olmalıydı. devlet kapısında çalışmalıydı. özel sektöre güven olmazdı çünkü. bin bir zorluklarla yetiştirmişti çocuklarını şimdi haklı
olarak  ''adam'' olmalarını istiyordu ancak atladığı bir şeyler vardı.
bir gün çocuklarını karşısına alıpta konuşmamıştı anne, sormamıştı çocuklarına;

''gelecekle ilgili, hayatını devam ettirmek için ne yapmak istiyorsun?''

sormamıştı, sormadığı yetmiyormuş gibi, çocukken teyzeler-amcalar sorduğuda ''büyüyünce ne olacaksın kızım/oğlum?'' diye hemen atlar doktor olacak amcası-teyzesi
derdi...

bu durum çocukların psikolojisinde öyle bir baskı oluşturmuştu ki...

çocukların kafasında;

-başarılı olmam lazım,
-okulu dereceyle bitirmem gerekiyor,
-doktor/avukat olmam lazım

gibi bir çok komut oluşmuştu.

büyüdüler...
kafalarında hala aynı şeyler... karşı gelemiyorlardı annelerine ancak onlar biliyorlardı ki doktor/ avukat olsalar bile devlete, kendilerine yararlı olamayacaklardı.
çünkü ikisininde yeteneği başka doğrultudaydı. gelecekte sadece resimle ilgili şeyler yapmak istiyorlardı. ressam olmak istiyorlardı...
ancak bunu bir türlü annelerine söyleyemiyorlardı...
bir gün ağabey dayanamadı annesini çağırdı ve durumu anlattı. anne şaşkındı, ilk defa karşı gelmişti çocukları ona, ne yapacağını şaşırdı ancak kafasında sabit bir
fikri vardı: devlet işine girmezlerse, byük adam olmazlarsa çocukları aç kalacaktı. anne ağlayıp, bağırmaya başladı.
''ben sizi babasız büyüttüm. siz gelmişssiniz bana ressam olacağız diyorsunuz. babanızın kemiklerini sızlatacaksınız. eğer boş gezenin boş kalfası olursanız, devlet
kapısına girmezseniz annelik hakkımı helal etmem size!''

çocuklar şaşkındı. ne yapacaklarını bilememişlerdi çünkü annelerinden böyle bir tepki beklemiyorlardı...

o günden sonra annelerine sanatla uğraşanların aç kalmadıığını anlatmak için uğraştılar. gel zaman git zaman öğrenemedi anne. ne yaptılarsa olmadı.
anne kafasına koymuştu bir kere. resimle, müzkle, dansla karın doymazdı... ancak annenin örnek gösterdiği komşu çocuğuyla ilgili bilmediği birşey vardı...

anne bir sabah uyandığında komşusunun büyük oğlunun geldiğini öğrendi. doktor olarak istanbulda yaşadığını zannettiği o büyük oğul... pasta, börek yapıp kadim
dostunun oğluna ''hoş geldin'' e gitti anne. bir ara kadın mutfağa gitti. anne oğlanla konuşmaya başladı...

''senin de işin zor be oğlum, o kadar hastayla uğraş dur.'' deyince anne bütün herşey açığa kavuştu. oğlan öyle bir kahkaha attı ki, anne ne olduğunu şaşırdı.
 daha sonra çocuk anlatmaya başladı: tıp fakültesini bitirirken anladığını aslında onun mesleğinin müzik olduğunu ve o an  nasıl  karar verip müziğe ve sahnelere
 döndüğünü, ancak annesinin doktor olması yönündeki baskılarından dolayı onu da kırmak istemediği için doktorluk yaptığını söylediğini... ne var ne yoksa bir
çırpıda anlatmıştı oğlan...
anne eve gittiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. ibret olarak çocuklarına gösterdiği oğlan 10 yıldır ailesine yalan söylerken, kendi çocuklarının bir kere
bile yalanına rastlamamıştı...
oğlana baktı... son model arabası vardı, komşusu bir ara evinin resimlerini göstermişti oğlunun onları hatırladı... çocukları için hayalini kurduğu bir hayat
yaşıyordu oğlan anlattıklarına da dayanarak... demek ki mutlaka devlet kapısına girmek gerekmiyormuş. insan yaptığı işte mutlu olunca nerede ne işi yaparsa yapsın
güzel bir hayat yaşayabiliyormuş...

anne bunları düşünürken çocukları girdi eve... anne tutamadı kendini, ağlamaya başladı... bunca zaman boşuna baskı yapmıştı çocuklarına. geri adım atmayı gururuna
yediremese de anne, yapabileceği bir şey yoktu...

iki çocuğunu da karşısına alıp nasıl hata yapığını anlattı ve özür diledi çocuklarından...
çocuklar şaşkındı... anneleri bir anda nasıl bu kadar değişmişti anlayamadılar ancak güzeldi onlar için bu durum...
artık özgürce resim yapıp, duvarlarına asabileceklerdi...