Çağlar boyunca, güçlü zayıfı ezdi; kurnaz ve kalpsiz, aptal ve masum olanları tuzağa düşürdü ve köleleştirdi, ve insanlık tarihinde, hiçbir yerde, hiçbir Tanrı ezilenlerin yardımına koşmadı. - Robert Ingersoll

18 Temmuz 2022 Pazartesi

 Bir yerde okumuştum; ruhsal gel-gitlerimiz bizi asıl büyütenmiş…

Şimdiye kadar evliya olmamız gerekmiyor muydu? Nasıl bir büyümekmiş bu…

Gel zaman git zaman, insan gerçekten en fazla en yakınındaki insanlara kırılıyor, kırılmayacağı bir konu olsa bile.

Üşüncü şahıslar yerini zamanla en çekirdektekilere bırakıyor…

Üçüncü şahısları çözmek kolaydı da çekirdek nasıl çözülür kırılmadan bu hususta bir fikrim yok; ancak kırıldıkça, bambaşka bir dünya oluşuyor etrafımda farkında olmadan.

Günün sonunda yine kırıldığınla kalsan da yeni günde hevesli anlatacaklarını o dünyana anlatıp, onlarla mutlu olmayı tercih ediyorsun.


Herkes, olması gerektiği yerde durabilmeli! 

Duramayacak olanlarda kim olursa olsun hadi bir sağa çekiverin de başka ihsan istemem.

13 Temmuz 2022 Çarşamba

 Çok geçtim bu gökyüzünden…

Bu yollarda çok yürüdüm,

Çok koştum,

Çok düştüm; dizlerimi kanattım.

Defalarca geç kaldım olmam gereken yere…

Defalarca da geç kalmam gereken yere erken gittim…

Sorgulamadan, yargılamadan, değiştirmeden, değiştirmeye çalışmadan çok insan sevdim ben; karanlığımı aydınlatan güneş yaptım üstelik onları.

Sonra gel zaman git zaman…

Bütün o kanayan dizlerim bana; karanlıkta kaldığımda bir ışığa ihtiyacımın olmadığını öğretti.

O gece dizlerimi sonsuza kadar kanatmak istedim, sırf unutmayayım diye; SENİN KENDİNDEN BAŞKA KİMSEYE İHTİYACIN YOK!

Zaman dilimleri kovaladıkça birbirini; alıştım;

Öylece saatlerce kalmaya,

Yalnızlığıma,

Ve hatta karanlık yanıma bile…

İnsanoğlu işte yarıda bıraktıklarını kucaklamadan aslında asla yol alamıyor, bir adım bile olsa.

Haydi, sende gel benimle…

Bu evrende birlikte uçalım; yaralarımızı öpelim, yarım kalanlarımıza sarılalım ve artık biz olalım.

4 Temmuz 2022 Pazartesi

 

Aslında bir çok konu var...

Nedenlerin arasına sıkışmış bir sürü his var...

Yaşanma ihtimali olan, ama asla yaşanamayacak olan anı var...

Gelişme-Sonuç münakaşasında kaybetmiş bir kalp var...

Aslında, tahmin ettiğimizden daha fazla konu var.

Biz sadece, yüzeysel yaklaşıp, uzaktan dokunur gibi yapmakla mükellefiz bu hayatta...


Uzaktan...

-Mış gibi...

Garip ve değersizleştiren aslında sizce de bu değil mi?

Korkusuzca yaşamak varken, hep bir şeylerin arkasına saklanıyoruz, saklambaç oynar gibi.

Sonra ya da saklanırken, 'tam istediğimiz gibi' olanı görünce, yakasına yapışıyoruz;

Görmek istediğimiz çünkü o, onun gibi biri...

Savaşı yine aslında kendimizle verirken, saklandığımızı unutuyoruz; sahi neden saklandın?

Neyden saklandın?

İşte bundan!

Kendinle savaşmamak adına saklandığın o yerde, yine sırf 'kendine göre' olduğu için, kendinle farkında olmadan  savaşmaya başlıyorsun...